GÜNEŞ DOĞMUŞTU[1]
Şu sıralarda tarihimizin en kararlı ve en mutlu günlerinin 57. yıldönümünü yaşamaktayız. 11 Mayıs 1918’de bütün dünyaya; bir millet, bir bütün olduğumuz Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla ilan edilmişti. Bu büyük gün bizi millet olarak görmek istemeyenlere en büyük darbe, devlet olabileceğimizin inancını belgeleyen en açık delildi.
Bugün maalesef çeşitli yerlerde ve çeşitli şekillerde Kuzey Kafkasyalıların bir millet olmayıp, bulunduğu yerlere göre bir ek, bir parça olduğu fikri empoze edilmeğe çalışılmaktadır. Bir toplum olarak bu iddialara şaşmıyor sadece gülüyoruz. Çünkü millet tarifi ister belli bir sosyal ve tarihî gaye için toplanmış insan toplumu olarak, ister kültür ve gelenek birliği veya dil, tarih, vatan birliği ve bağımsız yaşamak ülküsüne sahip toplum olarak düşünülsün Kuzey Kafkasyalıların bir millet olduğu açıktır. Tüm Kuzey Kafkasya, araştırmacıların da tespit ettiği gibi, orijinde bir olan Kuzey Kafkasya dillerinin diyalektlerini konuşan bir dil birliğine sahiptir. Binlerce seneden beri aynı tarihî gaye içinde bir sosyal ve coğrafi birlik olarak yaşamışlardır ve bağımsız yaşama ülkülerini çeşitli vesilelerle dünyaya duyurmuşlardır: 1830’larda Kuban Çerkesleri Mili Kurultayı Karadeniz ve Hazar Denizi arasının bağımsızlığını bir milli bütünlük içinde ilan etmiştir. Daha sonra tarihî gereksinmelerden dolayı dünyaya ikinci defa resmen Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin kuruluşu 11 Mayıs 1918 de ilan edilmiştir.
Kurulan cumhuriyetin devamlı olamayışının muhakkak ki birçok tarihî ve politik sebepleri vardır. Biz bu sebeplerin hepsi üzerinde ayrı ayrı durmaktansa geçmişte olmuş ve bugünde geçerli olan bir takım olaylara değinmek istiyoruz. Örneğin, Sovyetler tarafından 7 Aralık 1917’de ilan edilen deklarasyon tipiktir:
"Rusya Müslümanları, Volga ve Kırım Tatarları, Kırgızlar Sibirya Sartları, Türkistan Türkleri, Güney Kafkasyalılar ve Kuzey Kafkasyalılar - İbadethaneleri yıkılmış, inanç ve adetleri Rusya Çarlığının ayakları altında ezilmiş olanlar.
İnanç ve adetlerinize sahip olunuz, milli ve kültürel kurumlarınız serbesttir. Milli hayatınızı serbestçe ve gizlemeden kurunuz. Çünkü bunu yapmak hakkınızdır”
Ve 15 Kasım 1917 Rusya Halklarının kendi kendilerini idare hakları üzerine: (Lenin ve Stalin tarafından imzalanmıştır)
"Sovyet Halkları Komiserliği Sovyet milliyetler problemine aşağıdaki prensipler ışığında çözüm getirecektir:
- Rusya Halklarının eşitliği,
- Ayrılıp kendi başına devlet kurma noktasına bile gelse, halkların kendi kendilerini idare hakkı,
- Milliyet ve inanç üzerine konulan her türlü sınırlama ve eşitsizliğin ortadan kaldırılması,
- Rusya’da bulunan etnografik gruplara ve milli azınlıklara serbest gelişme hakkı…“
Biz; verileceği söylenen hakların neticeleri üzerinde durmayacağız, çünkü her şey gözler önündedir... Göçten sonraki durumda bunlardan daha iç açıcı değildir:
"Osmanlı Devleti Kafkasya’dan yapılacak ilk göçleri teşvik etmişti. Kendi çıkarlarına göre Osmanlı Devleti Kırım Tatarlarını ve Kuzey Kafkasyalı göçmenleri Balkanlardaki Hıristiyan çoğunluğa karşı bir tampon bölgede kullanmak niyetinde idi.” Ve bu durum Balkan göçü ile gerçekleştirilmişti.
11 Mayıs’la Kuzey Kafkasya’nın bir devlet, bir millet oluşunun haykırılışına yukarıdaki olaylar açısından bakılırsa günün öneminin daha çok değer kazandığı görülecektir. Biz Cumhuriyetin kuruluşunun tarihini olayları daha yakından tanıyan kıymetli büyüklerimiz Pşimaho Kosok ve Habjeko Şevket Müfti’ye bırakıyoruz.
[1] Nartların Sesi, Ankara Kuzey Kafkasya Kültür Derneği Gençlik Kolu Yayını, Sayı: 9, s:3-4, Mayıs 1975