GÜNEY OSETYA'NIN BAĞIMSIZLIĞI / TARİHİ

 

Osetleri, Gürcistan "tarihçi"leri, XVIII. yüzyılda Güney Kafkasya'da ve Gürcistan'da ortaya çıkan "misafirler" olarak kabul etse de,[1] ataları olan İskitler, M.Ö. VII. yüzyılda Kafkas sıradağlarının her iki tarafına da yerleşmiş ve askeri yolları, Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya toprakları boyunca uzanmıştı.[2] M.Ö. III. yüzyılda ortaya çıkan ve İskitlerin ardılları olan Sarmatlar ile I. yüzyılda ortaya çıkan İskit ve Sarmatların ardılları olan Alanlar da Kafkas sıradağlarının her iki tarafında hüküm sürmüşlerdi.[3]

Yapılan arkeolojik kazılar özellikle İskit kültürünün Güney Kafkasya'da geniş bir şekilde temsil edildiğini ortaya koymaktadır. Bugünkü Abhazya ve Güney Osetya[4] bölgeleri özellikle İskit eserleri ile doymuş durumdadır. İskitlerin tüm unsurlarını Samtavra mezar zemininde, Tsitsamuri ve Shulaveri gömütünde, Dven, Bril, Guadihu, Krasnomayats, Kulanurkhvin, Merheul, Palur, Nigvzian ve özellikle Tli mezarlarında görmek mümkündür.[5] 

 

M.S. 35 yılında Iberya'nın (Gürcistan) müttefiki olarak Ibero - Part (İran) savaşına katılan Alanlar, 72 yılında önce Medya'yı ardından Ermenistan'ı talan ettiler. Bu ve daha sonraki akınlar kroniklerde ve popüler Ermeni geleneklerinde izler bıraktı. 135 yılında Alanlar Part imparatorluğuna saldırdılar. Gürcü kralı II. Farasman'la birleşerek Atropaten'i (Azerbeycan) istila ettiler. Partlar, Alanların çekilmesi için fidye ödemek zorunda kaldılar. Bu yüzyıllarda tüm Kafkasya Alanların etki alanı içindeydi.[6]

 

372 yılında Hunlar Volga'yı aşarak, Don, Karadeniz ve Кuzey Kafkasya Alanlarını bozguna uğrattı. Hun saldırısından sonra Alanların tarihinde yeni bir dönem başladı. Alanların bir kısmı Volga ve Don ırmakları arasından geri çekilirken, bir kısmı da Hunlar'a katıldılar. 376 da Hunlar ve Alanlar, Gotları sıkıştırarak ve kendi hareketlerine çekerek, Roma İmparatorluğunun Tuna sınırlarına ulaştılar. Pannoniya'da (Macaristan ve Balkanlar) ve Aşağı Tuna'da Alanlar, I-III. yüzyıllarda yerleşik Sarmatlarla birleşerek  güçlendiler. Bu sayede Alanlar, Hun vesayetini kabul etmeyerek bağımsız hareket etmeye başladılar. 9 Ağustos 378'de Aşağı Tuna Alanlarının ve Hunların yardımıyla Gotlar, Andianopol (Edirne) önlerinde Roma ordusunu darmadağın ettiler. İmparator Valens ve 40.000 askerini öldürdüler ve sonra da İstanbul'u ele geçirme girişiminde bulundular. Bu sayede Alanlar, önderleri Safrak'la birlikte askeri müttefik sıfatıyla Pannoniya'ya yerleştiler. Alan müttefiklerin diğer grubu 380 yılında Kuzey İtalya'ya yerleşti.

 

Vizigotlar'la birlikte İtalya'da savaşan Alanlar, 410 yılında Roma'yı işgal ettiler ve Güney Galya'ya ilerlediler. Orada Vizigotlardan ayrılarak ve Batı Roma İmparatorluğuyla anlaşma yaparak 415 ve 439 yıllarında önemli bölgeleri ele geçirdiler. Burada kurulan Alanya devleti  457 yılında İspanya'da Vandalların yenilgisine uğradı.

 

Pannoniya'ya yerleşen Alanlar, V. yüzyıl başında Vandallarla ittifak yaparak 31 Aralık 406 tarihinde donmuş Ren Irmağını geçtiler ve Galya'ya (başta Fransa olmak üzere Batı Avrupa) saldırdılar. Burada Alanlar ayrıldılar. Bir bölümü Goar'ın (Eokhar) komutası altında yeniden Roma hizmetine geçti ve Luara ile Sen ırmakları arasındaki topraklara yerleştiler. Burada yaşayan Sarmat yerleşimcileri ile beraber 442 yılında başkenti Orleans olan otonom Kuzey Alanya Krallığı kuruldu. Alanlar, 15 Haziran 451’de yapılan ve Roma İmparatorluğu’nun Hunlar’ı durdurmayı başardığı Katalonya Meydan Muharebesinde büyük ün kazandılar.

 

Başta Respendial olmak üzere Alanların diğer grubu Vandallarla beraber 409-411'de Pireneleri aşarak İspanya'nın tamamına yakınını ele geçirdiler. Alanlar Lusitaniya ve Kartahena'yı aldılar. Roma, Alan ve Vandallar'ın federasyon önerisini geri çevirerek yeni müttefiki Vizigotlar ile rakiplerini yenilgiye uğrattı. Kral Geyzerik 429 yılı Mart ayında Alanları ve Vandalları Afrika'ya geçirdi. Geyzerik, Kuzey Afrika'nın Roma eyaletlerini fethettikten sonra 442 de Vandal-Alan krallığını kurdu ve Sicilya'yı fethetti. 455 de Roma'ya girdi. Vandal-Alan Devleti 533 yılına kadar varlığını sürdürdü ve Bizans'ın saldırısıyla yıkıldı.[7]

 

Büyük Kavimler Göçü ve hemen sonrasında göçebe kabilelerin yer değiştirmesi, savaşlar ve saldırılar Doğu Avrupa Alan nüfusunun bölgesel birliği için yıkım oldu. Kafkasya, Kuzey Alan bozkırlarının önce Türklerin, sonra da Hazar Hanlığının kontrolüne geçtiği VI. yüzyıldan sonra da Alan metropolü olarak kaldı.[8] Steplerde yaşanan bütün bu istikrarsız dönem boyunca Alanlar Kafkasya'nın güneyinde yaşadı.[9]

 

Gürcü tahtında Oset David Soslan ve annesi (Burduhan) Oset olan Tamara'nın oturduğu XII. yüzyılda Gürcü Krallığı en parlak dönemlerinde birini yaşayıp, en geniş sınırlara ulaşırken,[10] Alanya'da feodal parçalanma başladı ve bağımsız prensler zayıf merkezi otoritenin denetiminden çıktılar.

 

XII. yüzyıldan itibaren içinde bulunduğu feodal parçalanma, Alanya'nın gelecekteki kaderini ölümcül derecede etkiledi. Moğol istilaları, güçlü merkezi otoritenin bulunmayışı ve karmaşık demografik süreçler, ХIII-ХIV. yüzyılların dramatik olaylarının eşiğinde Alanya'nın askeri-politik yönden zayıflamasına ve Alanların Macaristan'dan Çin'e kadar geniş bir coğrafyaya yeniden dağılmalarına yol açtı.

 

Kral iktidarından bağımsız hareket etmek isteyen hasım prenslikler, Tatar-Moğol saldırısına karşı birleşemediler. 1222 yılında Cengizhan komutasındaki 30 bin kişilik Moğol ordusu, Poloveçlerle (Kıpçak) ittifak içinde bulunan, ancak onların ihanetine uğrayan Alan ordusunu darmadağın etti. 1238 de Alanya'da Tatar-Moğol istilası başladı. Ocak 1239 da Magas hücumla ele geçirildi. Moğollar, Alan prenslerinin birbirinden kopuk direnişini kırdıktan sonra ülkenin ovalık bölgesini yerle bir ettiler. Sadece dağlı Alanlar kendilerini savunabilmişti. Fethedilen bölgeler Altınordu Tatar-Moğol Devletinin bünyesine girdi.

 

Kuzey bozgunu, Alan elit tabakasını askeri politik etkinlik merkezini Güney Kafkasya'ya kaydırmak zorunda bıraktı.[11] 1292'de Os-Bagatar komutasında Alanlar ile Gürcüler arasında Gori'nin işgali ile başlayan savaş Moğolların arabuluculuğu ile son bulur. Bu olay için Gürcü bir tarihçi "Gürcülerle Oslar arasındaki düşmanlık bu tarihte başlar" ifadesini kullanmıştı.[12]

 

Os - Bagatar, tarihsel önemi çok büyük işler geçekleştirdi. Kafkasya'nın güneyinde sayıları oldukça fazla bir Alan (Os) nüfusunun kök salmasını sağladı. Alanlar yaklaşık bugünkü Güney Osetya'yı kapsayan ve Antik Çağ'da İskit işgalleri ile birlikte anılan topraklara egemen oldular. Bu yayılma Kafkasya'da kaybedilen toprakların telafisi anlamına geldiği gibi dağlarda yaşamaya mahkum edilmiş olan Alanlar için bir çıkış yolu olmuştu.[13]

 

1395 sonbaharında Orta Asya emiri Timur (Tamerlan) Aşağı Kuban Çerkesleri'ne saldırdı ve düşmanlarına askeri yardım yapan Alanlardan öcünü aldı. Timur ordusuyla dağ boğazlarına kadar girdiği 1394-1400 seferleri Alanlar için ХШ -XIV. yüzyılların trajik olayları içinde nihai bir darbe oldu. Böylece XIII. yüzyılda siyasi varlığını yitirmiş olan Kafkasya Alanya'sı, XIV. yüzyılın sonunda da etno kültürel varlığını yitirdi.[14]

 

XIV. yüzyıl Timur istilalarının Eski Alanya'daki sonuçları politik olmaktan çok demografik özelliklere sahipti. Timurlenk'in yok ettiği unsur zaten bölünmüş olan bir krallıktan çok, Kafkas Ovaları'nın geniş Alan nüfusuydu. Alanların dağlara çekilmesi ile yeni bir etnik grubun tarih sahnesine çıkması ile sonuçlanmıştı.[15] Osetler. Alan uygarlık bayrağı XV. ve XVI. yüzyıllarda Osetlere devredildi.[16]

 

XV- XVII. yüzyıllar arasında Osetlerin amacı, halkın ayakta kalması, etnik birliğin ve kültürel bağımsızlığın korunmasıydı. XVIII. yüzyılda bunlara, dış güvenliğin sağlama alınması, Kuzey Kafkasya'da ovalık alanlara yeniden dönülmesi, Hıristiyan geleneğinin, yazının ve okul eğitiminin yeniden canlandırılması gibi yeni siyasal ve ideolojik amaçlar eklendi.

 

XVIII. yüzyılın ilk yarısında nüfus artışı ve işlenebilecek toprakta sınıra varılmış olması ile derin bir krizin eşiğinde olan Oset toplulukları 1749'da Rusya'ya katılımla ilgili ortak kararı kabul ettiler. Resmi katılım işlemi, Rusya'nın Türkiye ile yaptığı ve Kafkaslarda istediği gibi hareket imkanı bulduğu Küçük Kaynarca Anlaşmasından sonra gerçekleşti. 27 Ekim 1774 tarihinde Mozdok'a giden Oset temsilcileri, Osetya'nın Rusya  İmparatorluğuna tabi olmasıyla ilgili anlaşma maddelerini imzaladı. 1774’ten sonra Oset–Rus ilişkilerinde yeni bir dönem başladı.[17] 

 

XIX. yüzyıla yaklaşırken Oset- Rus ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Osetya'nın Rusya'ya ilhakından sonra partnerlerin uyumlu tavırları, Osetleri devlet yönetim sistemine dahil etmek ve iskan politikalarını uygulamak için acele eden Rusya'nın tek taraflı girişimlerine dönüştü. Kuzey Doğu Kafkasya'da Müridizm hareketiyle karşı karşıya geldikten ve Kafkas savaşına bulaştıktan sonra Rus tarafı, 1830 da yönetiminin kesin olarak tesis edilmesi amacıyla Osetya'ya iki geniş çapta harekat yaptı. Emrindeki birliklerle general Rennenkampf Güney Osetya'ya, general Abhazov da Kuzey Osetya'ya karşı harekete geçti. Osetler kuzeyde Kanuktı Bita, Mamsuratı Bozruka ve Dzanhota, Karsantı Kurgok, Tulatatı Hamurzu, Shanatı Beslan ve Azo önderliğinde direndiler. Güneyde ise direnişin sembol isimleri Kabıstı Aka ve Alıkkatı Khazbi ile birlikte Kotsitı Bega'ydı. 

 

Tenkil hareketlerine karşı Osetlerin kahramanca mücadelesi, askeri komutana bağlı olması yükümlülüğünden onları kurtaramadı, ama buna karşılık komşularının (Gürcülerin) hak taleplerini bir zaman için durdurdu. Gürcü prensleri Gürcistan'ın da Rusya'ya ilhakından sonra güneyin bazı Oset toplulukları üzerinde egemenlik hakları olduğunu bildirdiler. Rusya'nın yanıtı olumsuzdu: "Güçlü imparatorluklara karşı savaşma cesareti gösterenler bağımlı olamazlar".

 

Gürcü prenslerinin Güney Kafkas Osetya'sında toprak iddialarını destekleme girişimlerine karşılık Mahamat Tomayev'in önderlik ettiği 1848 - 1850 isyanı gerçekleşti. İsyan Rus birliklerince bastırıldı ama çok geçmeden Osetlerin haklılığı, Senato'nun kararı ile doğrulandı. Güney Osetleri'nin bağımsızlığını bir kez daha kabul eden Senato, Gürcistan'ın Güney Oset toplulukları üzerindeki egemenlik talebini reddetti.[18]

 

1917 yılında eski Rus İmparatorluğu topraklarında sosyo-politik değişimler Kuzey Kafkasya,  Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan da dâhil olmak üzere eski ulusal bölgelerin birçoğunun, bağımsızlıklarını kazanmasını ve egemen devletler olmasını sağladı. Etnik ilişkilerde demokrasinin ve eşitliğin en eksiksiz ifadesi ve Bolşevik ulusal politikasının -başlangıçta- temel ilkesi olan ulusal self-determinasyon hakkından yararlandılar.

 

Kuzey Kafkasya’nın yerli halkları öncelikle kendi bölgelerinde milli kongrelerini yaptılar ve kurdukları ilk milli örgütlenmeleri tek çatı altında birleştirmek ve güç birliği sağlamak için 5-6 Mart 1917’de Terekkala (Vladikavkaz)’da toplanarak, “Kafkasya Dağlı Halkları Birliği”ni kurdular. Birlik üyeleri çalışmalarının organizasyonu için de Oset halkını temsilen Gappo Bayatı ve Ahmet Tsalıkkatı’nın da içinde yer aldığı “Geçici İcra Komitesi”ni oluşturdular. Oset Halkının temsilcileri 1-9 Mayıs 1917’de Terekkala (Vladikavkaz)’da toplanan“Kafkasya Dağlı Halklarının I. Kongresi”ne de katıldılar. Bu kongrede alınan kararlara uygun olarak da Oset Halkının II. Kongresi toplandı. Bu kongrede Rus Çarlığı'nın Kafkasya'yı istilasından sonra kuzey yöresi Terek Bölgesi'ne, güneyi ise Tiflis Valiliği'ne bağlanmak suretiyle yönetimsel ve ekonomik bakımdan ikiye parçalanmış bulunan Kuzey ve Güney Osetya (İriston) yörelerinin birleştirilmesine karar verildi. Ancak, self-determinasyonu sadece kendisi için hak gören Gürcistan'ın Menşevik liderliği, bu haktan yararlanan Güney Osetya ve Abhazya üzerindeki emperyal politikalarını bir kez daha pratiğe döktü ve Oset ve Abhaz halklarına karşı kanlı bir katliam gerçekleştirdi.

 

12 Haziran 1920'de Gürcü Menşevik ordusu piyade, topçu ve makineli tüfeklerin desteğiyle, Tskhinval'e karşı bir saldırı başlattı. Ellerinde tüfek dışında sadece az sayıda makineli tüfek bulunan ve insan gücü açısından da çok geride bulunan Oset direnişçiler bu orantısız savaşa on gün dayanabildiler. Gürcü Menşevik birlikleri 22 Haziran 1920'de Ruk köyünü ele geçirdiler. Bu 10 günlük sürede Gürcü birlikleri 40'dan fazla Oset köyünü yakarak kadın, çocuk, yaşlı demeden 5.000'den fazla Oset'i katletti. Osetlerin 13 önderi idam edildi. Açlık ve hastalıktan (tifüs, kolera), yaklaşık 13-15.000 sivil öldü.[19]

 

1930'lu yıllardaki "Büyük Terör", özellikle 1937-1938 yıllar, Osetya'da derin ve trajedik izler bıraktı. Partinin bölge, il ve ilçe komitelerinin sekreterleri, fabrika, maden işletmeleri, büyük işletme yöneticileri, yazarlar, şairler, bilim adamları, doktorlar benzeri görülmemiş bu terörden nasiplerini aldılar. Kuzey ve Güney Osetya'nın neredeyse tüm entelijansiyanları ve önde gelen isimleri yok edildi. 1917 devriminden sonra Osetya'da, Sovyet iktidarının yerleşmesi için mücadele edenler de bu terörden kurtulamadılar. İnfaz edilenlerin çoğu Kuzey ve Güney Osetya'nın birleşimi için mücadele edenlerden oluşmaktaydı.

 

Kuzey Osetya Cumhuriyeti-Alania Federal Güvenlik Servisi komisyonu tarafından yapılan çalışmaların sonuçlarına göre 13.721 kişi, Gulag sisteminde uzun süreli hapis cezasına çarptırıldı. Onların % 90'ı evine dönmedi, gözaltı merkezlerinde öldü. 1640 kişi infaz edildi.[20] Abhazya'da terör estiren Beria, Güney Osetya'da da kendini gösterdi. 373 kişi gözaltına alındı ve bir çoğu infaz edildi. Terörden zarar görenleri rehabilite çalışmalarında katılan 4.100 kişiden sadece 1.119'u sağlığına kavuşabildi.[21]

 

1988 Kasım’ında Gürcü dilinin Güney Osetya’da güçlendirilmesine ilişkin kabul edilen yasa ile Gürcü-Oset çatışmasının ilk adımı atıldı ve 1989 yılında taraflar arasında bir 'kanunlar savaşı' başladı. Tüm bu gelişmelere ve Gürcistan'da milliyetçiliğin artmasına paralel bir şekilde, 1989’da Kuzey Osetya ile birleşmeyi isteyen Güney Osetya Halk Cephesi Örgütü (Ademon Nıhas) kuruldu ve 1989 baharında Ademon Nıhas'ın lideri Alan Çoçiyev, Abhazya'daki üniversitede Gürcistan çalışmaları üzerine bir bölüm açılmasına karşı Abhazya'nın mücadelesini desteklediklerini belirten bir mektup yazdı. Çoçiyev'in bu mektubu Gürcüler arasında tepki topladı.

 

1989 yılının Kasım ayında, Güney Osetyalı yetkililerden oluşan bir koalisyon, Gürcistan Yüksek Sovyeti'nden, Güney Osetya'nın bölge statüsünden 'özerk cumhuriyet' statüsüne yükseltilmesini talep etti. Ancak Gürcistan Yüksek Sovyet Başkanlığı, bu statü değişikliği önerisini anayasaya aykırı bularak yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle geri çevirdi. Bu gelişmelerle artan tansiyon sonucunda 23 Kasım 1989'da 40.000 Gürcü askeri Güney Osetya'nın başkenti Tshinvali'ye girdi ve çatışmalar başladı.

 

Güney Osetya, 20 Eylül 1990'da Güney Osetya Demokratik Cumhuriyeti'ni ilan etti ve kısa bir süre sonra demokratik kelimesini de kaldırarak Güney Osetya Cumhuriyeti'ne dönüştürdü.[22] Sovyetler Birliğinin dağılması sürecinde 70 yıl önce kaybettiği bağımsızlığını 28 Nisan 1991'de yeniden kazanan Gürcistan'ın ilk devlet başkanı, etnik milliyetçi, acemi siyasetçi Zviad Gamsakhurdia, başkanlığı boyunca ülke içindeki diğer halklara karşı sert bir politika ortaya koydu. "Gürcistan, Gürcülerindir" sloganı çerçevesinde şekillenen Gamsakhurdia dönemi etnik çatışmaların da doruk noktasına ulaştığı dönemlerden biri oldu. Gamsakhurdia ülke içindeki diğer halkları hain olarak niteledi ve onları Gürcistan’ın bağımsızlığı önündeki en büyük engel olarak gördü.

 

Etnik milliyetçi Gamsakhurdia’nın önceliği bağımsızlıklarını ilan eden bölgeleri tekrar fiili olarak Gürcistan’a katmak oldu. Bu amaçla Gürcü ordusu, Güney Osetya’ya saldırdı. Kafkas Halkları Konfederasyonu (KHK), Gürcistan ve Rusya yönetimi ve halklarına saldırılara son verilmemesi halinde Güney Osetya'nın yanında yer alacağını duyurdu.[23] Bu duyurunun etkisi ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGIT) ve Rusya'nın devreye girmesi ile 1992 yılında anlaşmaya varıldı ve çatışmalar sonlandırıldı.

 

2004 yılında Gül Devrimi ile iktidara gelen Saakaşvili yönetiminin ilk ve temel hedefi Güney Osetya ve Abhazya'yı tekrar Gürcistan topraklarına katmaktı. Bu amaçla, Şevardnadze döneminde de gündemde olan NATO üyelik hedefi, Gül Devrimi sonrası eğitimini ABD’de eğitim almış, hem ABD, hem de Batı tarafından "desteklenen" Batı yanlısı Saakaşvili’nin iktidara gelmesi ile yeni bir ivme kazandı. Şevardnadze döneminin ABD ile RF arasında denge arayan dış politika anlayışı, Gül Devrimi ile yönünü büyük ölçüde ABD ve Batı’ya çevirdi.

 

ABD Hükümeti, halk desteği hızla azalmasına rağmen Ocak 2008 tekrar seçilen Saakaşvili'nin Mart 2008'de Amerika'ya yaptığı resmi ziyarette Güney Osetya ve Abhazya sorunlarının çözümünde Gürcistan'a açık desteğini kamuoyu ile paylaştı. Bu görüşmeden bir ay sonra 3-4 Nisan'da yapılan NATO Zirve Toplantısı'nda ABD Hükümeti, Gürcistan ve Ukrayna'nın üyeliği için büyük çaba gösterdi ama başta Fransa ve Almanya olmak üzeri AB ülkelerinin ikna edilememesi ile üyelik gerçekleşmedi.

 

NATO toplantısından istediği sonucu alamayan Saakaşvili, hem üyeliği gerçekleştirebilmek, hem de Güney Osetya'yı tekrar Gürcistan topraklarına katabilmek için kendi sonunu getirecek hamleyi yaptı. 07 Ağustos 2008 saat 19.30'da katıldığı bir TV programında Osetlere ateşkes ve sınırsız otonomi sözü veren Saakaşvili, Gürcistan Ordusu'na da saat 23.00'de Güney Osetya'nın başkenti Tshinvali'ye saldırı emri verdi.

 

Gürcistan Ordusu'nun bu saldırısı sırasında Barış Birliği'nde görevli Rus askerlerinin ölmesini gerekçe gösteren RF yönetimi çok sert bir yanıt verdi. Tüm Güney Osetya’da kontrolü sağladıktan sonra Gürcistan içlerine doğru ilerleyerek,  Gürcistan için son derece stratejik bir önemi olan Gori’yi ele geçirdi ve ABD ile Türkiye’nin yardımlarıyla geliştirilen askeri altyapısını tahrip etti. Gürcistan ordusu Tiflis’e kaçmak zorunda kaldı. İki tarafın topyekûn bir savaşın eşiğine gelmesine yol açan silahlı çatışmalar, AB’yi temsilen dönem başkanı Fransa’nın araya girmesiyle imzalanan ateşkes anlaşması neticesinde yatıştırıldı. RF yönetimi, 26 Ağustos 2008'de Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdığını ilan etti.[24]

 

M.Ö. VI. yüzyıldan beri dönem dönem, M.S. XIII. yüzyıldan beri sürekli yaşadıkları topraklarda hak ettikleri bağımsızlıklarına tekrar kavuşan Alanların güneydeki ardıllarından  sonra, sırada kuzeydekiler var. Umarım bu satırların yazarı, güneydekilerden sonra kuzeydekilerin de bağımsızlığını ve hiç bir coğrafi ayrım olmaksızın tek ve bağımsız Alanya/Osetya Cumhuriyeti'ni görecektir.

 

 Bimbaşatı Kemal Eyidoğan
11.09.2018

 

[1] İlk kez M. K. Dumbadze tarafından dile getirilen bu iddianın! (Ю.С. ГАГЛОЙТИ, ПРОБЛЕМЫ ЭТНИЧЕСКОЙ ИСТОРИИ ЮЖНЫХ ОСЕТИН (Tskhinval : 1996), 3.) en büyük savunucusu da Gürcü "Tarihçi" Profesör A. Bakradze idi. (Валерий ДЗИДЗОЕВ, "ГЕНОЦИД ЮЖНЫХ ОСЕТИН 1920 ГОДА  В АСПЕКТЕ МЕЖДУНАРОДНОГО ПРАВА," 05 Haziran 2018 tarihinde erişildi. www.darial-online.ru).

[2] R.S. Bzarov, Osetya Tarih Atlası, Çev., Kayhan Yükseler (Ankara : 2004), 12.

[3] Марк M. Блиев, Южная Осетия в коллизиях российско-грузинских отношений (Владикавказ: Проект-Пресс, 2006), 9.

[4] Osetya Rusya ve Gürcistan arasındaki 07 Mayıs 1920 tarihli anlaşmaya kadar tek bir devletti. Bu tarihe kadar Güney Osetya (Xussar Irışton) terimi Osetyalılar için coğrafi bir kavramı ifade etmekteydi

[5] Казбек С. Челехсаты, ОСЕТИЯ И ОСЕТИНЫ (Владикавказ: Санкт-Петербург, 2009), 78-80.

[6] Vladimir Kuznetsov , Yaroslav Lebedinski. Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, Çev., Demir Alp Serezli (Ankara: Öğün Yayınevi), 29-30.

[7] Bzarov, Osetya Tarih Atlası, 20-21.

[8] Bzarov, Osetya Tarih Atlası, 22.

[9] Kuznetsov , Lebedinski, Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, 60.

[10] Kuznetsov , Lebedinski, Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, 86-87.

[11] Bzarov, Osetya Tarih Atlası, 23-25.

[12] Kuznetsov , Lebedinski, Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, 126.

[13] Kuznetsov , Lebedinski, Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, 127.

[14] Bzarov, Osetya Tarih Atlası, 25.

[15] Kuznetsov , Lebedinski, Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, 136.

[16] Kuznetsov , Lebedinski, Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri, 143.

[17] Bzarov, Osetya Tarih Atlası, 28.

[18] Bzarov, Osetya Tarih Atlası, 30-32.

[19] Bimbasatı Kemal Eyidoğan, "12-22 Haziran 1920 Soykırımı / Gürcistan Nazizmi, " 06 Ağustos 2018 tarihinde erişildi. www.kuzeykafkasyacumhuriyeti.org.

[20] Аузби Борисович Зураев, Книга памяти жертв политрепрессий РСО-АЛАНИЯ (Владикавказ: СОИГСИ, 2012).

[21] Мадина Бязрова, "80 лет назад были репрессированы лидеры югоосетинского общества," 05 Haziran 2018 tarihinde erişildi. www.south-ossetia.info.

[22] Merve İrem Yapıcı, "Kafkasya'nın Sorunlu Bölgesi : Güney Osetya," Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları, 2:3, 9-10.

[23] Musa Y. Şenibe, Kafkasya’da Birliğin Zaferi, Çev., Nartan Elbruz, (İstanbul:1997), 48-52.

[24] Bimbasatı Kemal Eyidoğan, "ABD'nin Kafkasya'daki Piyonu : Gürcistan," 06 Ağustos 2018 tarihinde erişildi. www.kuzeykafkasyacumhuriyeti.org.

 

 

Kaynakça:

 

Бязрова Мадина. "80 лет назад были репрессированы лидеры югоосетинского общества." 05 Haziran 2018 tarihinde erişildi. www.south-ossetia.info.

(Bazrova Madina. 80 yıl önce, Güney Osetya toplumunun liderleri cezalandırıldı).

Блиев M. M. Южная Осетия в коллизиях российско-грузинских отношений.  Владикавказ: Проект-Пресс, 2006. (Bliev M.M. Rus-Gürcistan ilişkilerinin çarpışmasında Güney Osetya).

Bzarov R.S. Osetya Tarih Atlası. Çev., Kayhan Yükseler. (Ankara : 2004).

Челехсаты Казбек С. ОСЕТИЯ И ОСЕТИНЫ. Владикавказ: Санкт-Петербург, 2009. 

(Celeksatı Kazbek C. Osetya ve Osetinler)

ДЗИДЗОЕВ Валерий. "ГЕНОЦИД ЮЖНЫХ ОСЕТИН 1920 ГОДА  В АСПЕКТЕ МЕЖДУНАРОДНОГО ПРАВА." 05 Haziran 2018 tarihinde erişildi. www.darial-online.ru.

(Dzidzoev Valeri, ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN 1920 GÜNEY OSETYA SOYKIRIMI).

Eyidoğan Kemal Bimbasatı. "12-22 Haziran 1920 Soykırımı / Gürcistan Nazizmi ." 06 Ağustos 2018 tarihinde erişildi. www.kuzeykafkasyacumhuriyeti.org.

Eyidoğan Kemal Bimbasatı. "ABD'nin Kafkasya'daki Piyonu : Gürcistan." 06 Ağustos 2018 tarihinde erişildi. www.kuzeykafkasyacumhuriyeti.org.

ГАГЛОЙТИ Ю.С. ПРОБЛЕМЫ ЭТНИЧЕСКОЙ ИСТОРИИ ЮЖНЫХ ОСЕТИН. Tskhinval : 1996. (Gagloytı Y.S. Güney Osetya Etnik Tarihinin Sorunları).

Kuznetsov Vladimir ve Lebedinski Yaroslav. Alanlar. Step Atlıları, Kafkas Beyleri. Çev., Demir Alp Serezli. Ankara: Öğün Yayınevi.

Şenibe Musa Y. Kafkasya’da Birliğin Zaferi. Çev., Nartan Elbruz. İstanbul: Nart Yayıncılık,1997.

Yapıcı Merve İrem. "Kafkasya'nın Sorunlu Bölgesi : Güney Osetya." Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları, 2:3.

Зураев Аузби Б. Книга памяти жертв политрепрессий РСО-АЛАНИЯ. Владикавказ: СОИГСИ, 2012. (Zuraev Auzbi B. Kuzey Osetya-Alania'nın siyasi baskılarının kurbanlarının anıları).

 

 

© KKC 100. Yıl